Reklamlar Yazar Lavinya Tarih 13 AÄŸustos 2011
 Göbeğiniz can mı sıkıyor?

Göbeğiniz can mı sıkıyor?

Göbeğiniz can mı sıkıyor?

Pek çok kiÅŸi göbeÄŸinden ÅŸikâyet ediyor…

Birçok kişi göbek, karın ve bel bölgesinde toplanan yağlardan şikâyetçi. Beslenme uzmanlarına göre ‘Türk kası’, ‘balkon’, ‘aşk simidi’ ve ‘kaçak kat’ gibi tabirlerle anılan ancak can sıkan göbek yağlanmasının önüne geçmek o kadar da zor değil.

Uzmanların görüşü; hareketsizlik, uzun süre aç kalıp birden bire çok yemek, paketli hazır gıdalara ağırlık vermek, sıklıkla dışarıda yemek, yağlı ve kan şekerini hızlı yükselten gıdaları tercih etmek, alkol ve tatlıya düşkünlük, porsiyonları büyük tutmak, stres ve uykusuzluk gibi faktörlere bağlı olarak gelişen bölgesel yağlanmanın önüne geçmek için biraz planlı olmak şart.

Diyetisyen Berrin Yiğit, yağlanmanın deri altı ve iç organ yağlanması olarak ikiye ayrıldığını söylüyor. Yağlanma nedenlerini anlatan Yiğit, istenmeyen yağlardan korunma yolları hakkında şu bilgileri veriyor:

“Deri altı yağı, derinin hemen altında karın kaslarının önündedir. İç organ yağları ise kasların altında ve organların çevresinde bulunur. Bu yağ vücut tarafından bir süre sonra organ gibi algılanarak, vücuda zarar veren kimyasallar salgılamaya başlar. Bu sistem kan şekeri, tansiyon ve kan yağlarında artışa, damarlarda ise sinsice iltihaplanmaya neden olur. Dolayısıyla kalp hastalıkları ve diyabete yakalanma riskini arttırır. İç organların normal faaliyetlerini bozan abdominal yağlanma, insanı kısır bir döngüye sokarak giderek daha da yağlandırır. Bu kısır döngüden kurtulmanın yolu ise beslenme ve yaşam değişikliklerinden geçer. Liposuction (yağ aldırma) gibi kolay yöntemleri aklınıza bile getirmeyin, çünkü vücudu kandırmazsınız. Maalesef bu yöntem, organ çevresi yağlarını değil, deri altındakileri toplamaktadır.

YAÄžLANMANIN NE TÄ°P OLDUÄžUNU NASIL ANLARSINIZ?
1. TEST: Dokunarak göbeğinizi kavradığınızda elinize gelen yağ, yumuşacık ve çok hareketliyse deri altıdır, sert ve gazlı gibiyse iç organ yağıdır.

2. TEST: Bel ölçümü 90 cm. fazla ise hemen kan tahlillerine baktırın. Kolesterol yüksek, HDL düşük, karaciğer enzimleri yüksek ve insülin direnci varsa, doktorunuzun önerilerini ciddiye alın.

GÖBEK ERİTEN TAKTİKLER
1 – Ntvmsnbc’deki habere göre, önce hareketlerinizi arttırın, sonra spora baÅŸlayın. Günlük hareketi artıracak yöntemler bulun, performansı yükselttikten sonra sevdiÄŸiniz bir sporla uÄŸraşın. Düzenli ve yeterli sürelerde etkili bir program takip edin. İç organ yağını eritmek için yapılan sporun zamanla ağırlaÅŸması gerekir. YoÄŸun antrenmanlarla vücut ağırlığı yüzde 10 azaldığında, iç organ yağı da yüzde 5’e kadar düşer.
2 – Porsiyon kontrolü yapın. Ne yerseniz yiyin, miktarına dikkat edin.
3 – Bir gün içinde yediklerinizin yarısı çiÄŸ olsun.
4 – Paketli, fabrikasyon ürünlerden uzak durmaya çalışın.
5 – Gazlı içeceklerden, meyve sularından tatlı ve kremalı kahvelerden uzak durun.
6 – Alkolü limitleyin. Günde bir kadehi ya da haftada 3 kez 2’şer kadehi aÅŸmayın. Düşük alkollüleri tercih edin.
7 – DoÄŸru karbonhidratları tüketin. Her ÅŸeyin esmer olmasına dikkat edin.
8 – Ana yemekleri birleÅŸtirmeyin. Makarna, pilav, dolma, et, tavuk, balık, köfte, patates, sebze, baklagiller vb. bunların hepsi ana yemektir, tek baÅŸlarına tüketilmedir. Salata ve yoÄŸurt hepsine eÅŸlik edebilir.
9 – Aceleci davranmayın, ümitsiz olmayın. Vücut enerji olarak iç organları saran yağı kullanır.
10 – Uykusuz kalmayın.

STRESLE BAŞ ETMEYİ ÖĞRENİN
Azı veya çoğu, stresin hepsi zarardır. Vücudu, “savaş ya da kaç“ sürecine sokan, sistemleri uyandıran stres hormonları, vücudun enerji olarak kullandığı yağı bloke eder ve depolanmasını sağlar. Bunun için şeker istekleri, iştah artışı gibi uyarılar göndererek kişinin fazla yemesine ve şişmanlamasına neden olur. Özellikle iç organları saran yağlardaki kortizol algılayıcıları deri altındaki yağlardan fazla olunca durum kötüleşir.

YAĞ DEPOLAMAMAK İÇİN İPUÇLARI!
Vücuda saÄŸlıklı yaÄŸlar verip, ‘enerji geliyor, panik yok’ modu yaratın. Bunun için ara öğünlerde bir küçük avuç fındık veya badem yiyin ki metabolizma yaÄŸ depolama modundan çıksın. Kendi kendinizin doktoru olun. Bedeninizi dinleyin; sürekli acıkıyor, kendinizi yemekten hemen sonra acıkmış ve yorgun buluyorsanız, insülin direncinize baktırın. Vücudun “varlık içinde yokluk” çektiÄŸi bu durum, yükselmiÅŸ kan ÅŸekerinin yaÄŸlandırıcı etkisinin ÅŸeker düşüklüğü yapıp tekrar ÅŸeker aramasına neden olur. Aslında kanda bolca ÅŸeker olmasına raÄŸmen insülin bu sekeri direkt yaÄŸ depolarına atarak yenisini ister, var olanı harcamaz. Bu da hem saÄŸlık sorunlarına hem de kilo artışına yol açar”

Etiketler: ,
Yorum Yapın

Yorum yapılmamış »

Hiç Yorum Yok.

RSS feed for comments on this post. TrackBack URL

Yorum Yapın