Reklamlar Yazar Yazar Tarih 06 Şubat 2011


Dolmabahçe Sarayı Yapımı ve Tarihi

DOLMABAHÇE SARAYI (MÜZESI) : 17. yüzyila kadar Bogaziçi’nin koylarindan biri olan bu yörenin; Altin Post’u aramaya çikan Argonotlarin efsanevi gemisi Argos’un demirledigi, Fatih Sultan Mehmed’in Istanbul’u fethi sirasinda Haliç’e indirmek üzere gemilerini karaya çikardigi yer oldugu ileri sürülür.

DAHA AYRINTILI VE RESIMLI BILGI IÇIN TIKLAYIN

Osmanlilar Döneminde kaptan pasalarin donanmayi demirledikleri, geleneksel denizcilik törenlerinin yapilageldigi dogal bir liman görünümünde olan bu koy; 17. yüzyildan baslayarak dönem dönem doldurulmus ve Dolmabahçe adiyla padisahlarin Bogaziçi’ndeki has bahçelerinden biri konumuna getirilmistir.

Tarihsel süreç içinde çesitli padisahlar tarafindan yaptirilan kösk ve kasirlarla donatilan Dolmabahçe; zamanla “Besiktas Sahil Sarayi” adiyla anilan bir saray görünümü kazanmistir.

Besiktas Sahil Sarayi, Sultan Abdülmecid Döneminde (1839-1861) ahsap ve kullanissiz oldugu gerekçesiyle 1843 yilindan baslayarak yiktirilmis ve ayni yerde günümüze dek gelen Dolmabahçe Sarayi’nin temelleri atilmistir.

Yapimi, çevre duvarlariyla birlikte 1856 yilinda bitirilen Dolmabahçe Sarayi 110.000 m2’yi asan bir alan üstüne kurulmus ve ana yapisi disinda onalti ayri bölümden olusmustur. Bunlar saray ahirlarindan degirmenlere, eczanelerden mutfaklara, kusluklara, camhane, dökümhane, tatlihane gibi isliklere uzanan bir dizi içinde, çesitli amaçlara ayrilmis yapilardir. Bu yapilar arasina Sultan II. Abdülhamid Döneminde (1876-1909) Saat Kulesi ve Veliahd Dairesi arka bahçesindeki Hareket Köskleri eklenmistir.

Dönemin önde gelen Osmanli mimarlari Karabet ve Nikogos Balyan tarafindan yapilan sarayin ana yapisi; Mabeyn-i Hümâyûn (Selâmlik), Muayede Salonu (Tören Salonu) ve Harem-i Hümâyûn adlarini tasiyan üç bölümden olusur. Mabeyn-i Hümâyûn; devletin yönetim isleri, Harem-i Hümâyûn; Padisah ve ailesinin özel yasami, bu iki bölümün arasinda yer alan Muayede Salonu’ysa; Padisah’in devlet ileri gelenleriyle bayramlasmasi ve kimi önemli devlet törenleri için ayrilmistir.

Tüm yapi, bodrumla birlikte üç katlidir. Biçimde, ayrintilarda ve süslemelerde gözlenen belirgin bati etkilerine karsilik bu saray, bu etkilerin Osmanli ustalarca yorumlanmis bir uygulamasidir. Öte yandan, gerek kurulus gerekse oda ve salon iliskileri açisindan geleneksel Türk evi plan tipinin çok büyük boyutlarda uygulandigi bir yapi bütünüdür. Beden duvarlari tastan, iç duvarlari tugladan, dösemeleri ahsaptan yapilmistir. Çagin teknolojisine açik olan saraya, 1910-12 yillarindaysa elektrik ve kalorifer sistemi eklenmistir. 45.000 m2’lik kullanilir döseme alani, 285 odasi, 46 salonu, 6 hamami ve 68 tuvaleti vardir. Dösemelerin ince isçilikli parkelerinin üstünde, önce sarayin dokumevinde, sonra da Hereke’de dokunmus 4454 m2 hali serilidir.

Padisahin devlet islerini yürüttügü Mabeyn; islevi ve görkemiyle Dolmabahçe Sarayi’nin en önemli bölümüdür. Giriste karsilasilan Medhal Salon, üst kat ile baglantiyi saglayan Kristal Merdiven, elçilerin agirlandigi Süfera Salonu ve padisahin huzuruna çiktiklari Kirmizi Oda; imparatorlugun tarihsel görkemini vurgulayacak biçimde süslenmis ve dösenmistir. Üst katta yer alan Zülvecheyn Salonu; padisahin Mabeyn’de kendine özel olarak ayrilmis dairesine bir tür geçis mekani olusturmaktadir. Bu özel dairede, padisah için mermerleri Misir’dan getirilmis görkemli bir hamam, çalisabilecegi oda ve salonlar bulunmaktadir.

Harem ve Mabeyn bölümleri arasinda yer alan Muayede Salonu; Dolmabahçe Sarayi’nin en yüksek ve en görkemli parçasidir. 2000 m2’yi asan alani, 56 sütunu, yüksekligi 36 m.yi bulan kubbesi ve bu kubbeye bagli yaklasik 4,5 tonluk Ingiliz yapimi avizesiyle bu salon, sarayin diger bölümlerinden belirgin bir biçimde ayrilmaktadir. Salon, bodrumdaki tesislerden elde edilen sicak havanin sütun diplerinden içeri verilmesiyle isitilmakta, böylelikle soguk mevsimlere rastlayan törenler daha sicak bir atmosferde yapilabilmekteydi. Geleneksel bayramlasma töreni günlerinde, Topkapi Sarayi’nda bulunan altin taht bu salona getirilerek kurulur ve padisah bu tahtta devlet ileri gelenleriyle bayramlasirdi. Galeriler ise elçilik görevlilerine, Saray Orkestrasi’na, bay ve bayan konuklara ayrilmisti.

Dolmabahçe Sarayi’nin Bati etkileri altinda, Avrupa saraylarindan örnek alinarak yapilmis bir saray olmasina karsilik, islevsel kurulusu ve iç mekan yapisinda “Harem”in eskisi kadar kesin çizgilerle olmasa da ayri bir bölüm olarak kurulmasina özen gösterilmistir. Ancak Topkapi Sarayi’nin tersine, Harem, artik saraydan ayri tutulmus bir yapi ya da yapilar toplulugu degildir; ayni çati altinda, ayni yapi bütünlügü içinde yerlestirilmis özel bir yasama birimidir.

Dolmabahçe Sarayi’nin yaklasik üçte ikisini olusturan Harem Bölümü’ne, Mabeyn ve Muayede Salonu’ndan geleneksel ayrimi vurgulayan demir ve ahsap kapilarla kesilmis koridorlardan geçilmekte, bu bölümde Bogaziçi’nin yansimalariyla aydinlanan salonlar, sofalar boyunca padisahlarin, padisah eslerinin, çesitli görevleri olan kadinlarin, sehzade ve sultanlarin yatak odalari, çalisma ve dinlenme odalari siralanmaktadir. Valide Sultan Dairesi, Mavi ve Pembe Salonlar, Abdülmecid, Abdülaziz ve Resad tarafindan kullanilan odalar, Cariyerler Bölümü, Kadinefendi odalari, Büyük Atatürk’ün çalisma ve yatak odasi, sayisiz degerli esya, hali, levha, vazo, avize, tablo gibi sanat yapitlari Harem’in ilginç ve etkileyici parçalarini olusturmaktadir.

Günümüzde Dolmabahçe Sarayi’nin bütün birimleri restore edilmis ve ziyarete açilmis bulunmaktadir. Saray’in degerli esyalarinin sergilendigi iki “Degerli Esyalar Sergi Salonu”, Milli Saraylar Yildiz Porselenleri Koleksiyonu’ndan örneklerin yer aldigi “Iç Hazine Sergi Binasi”, genellikle Milli Saraylar Tablo Koleksiyonu’nun bölüm bölüm ve uzun süreli sergiler biçiminde izleyicilere sunuldugu “Sanat Galerisi”, bu galerinin alt katinda sarayin çesitli objeleri ve mimari süslemelerinden alinmis kus motiflerinin fotograflarindan olusan sürekli serginin bulundugu tarihsel koridor, Mabeyn Bölümü’ndeki Abdülmecid Efendi Kütüphanesi; Dolmabahçe Sarayi’nin baslica sergileme birimlerini olusturmaktadir.

Sarayin hemen girisinde bulunan eski Mefrusat Dairesi’nde Kültür-Tanitim Merkezi yer almakta ve Milli Saraylar’in çesitli yerlerinde sürdürülen bilimsel çalismalarla tanitim etkinlikleri bu merkezden yönlendirilmektedir. Öte yandan, yine bu merkezde çogunlugunu 19. yüzyila yönelik yayinlarin olusturdugu bir kitaplik kurularak arastirmacilarin hizmetine sunulmustur.

Saat Kulesi, Mefrusat Dairesi, Kusluk, Harem ve Veliahd Dairesi bahçelerinde ziyaretçilere yönelik kafeterya hizmetleri veren bölümler ve hediyelik esya satis reyonlari olusturulmus, bu reyonlarda Kültür-Tanitim Merkezi’nce hazirlanan ve milli saraylari tanitici bilimsel nitelikte kitaplar, çesitli kartpostallar ve Milli Saraylar Tablo Koleksiyonu’ndan seçilmis ürünlerin tipki basimlari satisa sunulmustur. Öte yandan Muayede Salonu ve bahçeler ise ulusal/uluslararasi resepsiyonlara ayrilmis, yeni düzenlemelerle saray, müze içinde müze birimlerine, sanat ve kültür etkinliklerine kavusturulmustur.

Etiketler: , , , , , , , , ,
Yorum Yapın

2 Comments »

  1. feyza dinç Says:

    dolmabahçe sarayı tarihçesi çok güzel. oraya gittim çok güzelmiş. bir daha gelmek istiyorum . osmanlı deevletinde olmak isterdim.” çünkü orası çok güzelmiş”
    sevgilerimle ” feyza nur dinç”

    comment-bottom
  2. burcu soylu Says:

    tarihi çok seviyorum tarihi baa sevdiren bu olagan üstü yapılar istanbul çok kültürel bir şehir orayıda cok seviyorum dolma bahçe sarayı harika bir yer iyiki bu güzel yapıları yapmıslar bizlere bırakmıslar

    comment-bottom

RSS feed for comments on this post. TrackBack URL

Yorum Yapın