RİYA
İş, söz ve davranışlarda gösterişe yer verme; bir iyiliği veya
salih bir ameli Allah'ın rızasını kazanmak niyetiyle değil,
insanların beğenisi için yapma. Bu davranışta bulunan kimseye
riyakâr veya müraî denir.
Riya, insanlar arasında manevî nüfûz, şan ve şöhret, maddî çıkar
sağlamak için yapılır. Dinin dünyaya âit bu tür maddî ve manevî
çıkarları elde etmek için, insanlar tarafından kutsal değerlere
karşı beslenen bağlılık ve hürmet duygularına âlet edilmesi,
riyanın en kötü şeklidir. Bu tür davranışlar, hilekârlık ve
yalancılıktır. İnsan şeref ve haysiyetine hakarettir.
Riyakâr kişinin söz ve davranışlarındaki samimiyetsizlikleri,
diğer insanlar tarafından kısa zamanda anlaşılır. Bunlara kimse
güvenmez.
Riyanın her çeşidi ahlaksızlık olduğu halde, ibadetlerde riyakâr
olmak çok daha büyük bir ahlâksızlıktır. Rasûlüllah Efendimiz;
Muhakkak ki, sizin için en çok korktuğum şey, küçük şirk, yani
riyadır," buyurmuştur. (Tirmizi, Hudut, 24) İbadet, Allah için
yapılır. Allah'ın rızası dışında bir amaçla; gösteriş olarak
ibadet yapmak, Allah rızasını ortadan kaldırır. Gösteriş için ve
bir çıkar düşüncesiyle Kur'ân okumak, namaz kılmak, oruç tutmak,
zekât vermek, hacca gitmek, sadaka vermek vb. ibadetleri boşa
çıkarır. Allah Teâlâ;
"Ey iman edenler! Sadakalarınızı, insanlara gösteriş için malını
harcayan, Allah'a ve âhiret gününe inanmayan kimse gibi başa
kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Çünkü onun bu
gösterişinin hâli, üzerinde az bir toprak bulunan bir kaya
parçasının hâline benzer ki, ona şiddetli bir yağmur isabet
edince üzerindeki toprağı temizleyip kendisini katı bir taş
hâlinde bırakır" (el-Bakara, 2/264) buyurmuştur. Şu halde,
Allah'ın emrini ve rızasını düşünerek değil de, dindar görünmek
için ibadet etmek, âlim ve bilgili desinler diye ilimle
uğraşmak, cömert tanınmak için zekât ve sadaka vermek, riyadan
ibaret kötü bir davranışın ötesinde bir anlam ifade
etmemektedir. Rasûlüllah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Her kim duyulsun diye bir iş işlerse, Allah onun
kıymetsizliğini duyurur. Her kim gösteriş olsun diye bir iş
yaparsa, Allah da onun gösteriş yapmasını ve değersizliğini
ortaya çıkarır" (Müslim, Zühd, 38); "Şüphesiz riya şirktir" (İbn
Mace, Fiten, 16).
Dünyevî menfaat söz konusu olunca ameller boşa çıkar. Yine
Rasûlüllah (s.a.v) şöyle buyurur: "Gösteriş için oruç tutan,
namaz kılan, sadaka veren kimse Allah'a şirk koşmuştur" (et-Tergib
ve'r-Terhib, I, 32). Hadis-i Kudsî'de de Cenab-ı Allah şöyle
buyurur: "Ben ortakların ortaklığından en müstağnî olanıyım. Her
kim bir iş yapar da, onda, benden başkasını ortak kılarsa onu
da, o ortaklığını da terk ederim" (Müslim, Zühd, 46)
Riya çok değişik şekillerde yapılmakla birlikte, bunlarda ortak
özellik, dindarlık veya dürüstlük görüntüsü altında, insanlar
arasında çıkar sağlamak, şan ve şöhrete ulaşmak arzusudur.
Sevmedikleri kişileri seviyormuş gibi görünen, onlara yağ çeken,
öven ve böylece menfaat sağlamaya çalışan riyakârlara da bol bol
rastlanır.
Allah'a ve insanlara karşı samimi davranarak riyadan uzak durmak
mümkün olduğu kadar ibadetleri gizli yapmak, Allah rızasını
insanların övgüsü, isteği, yergisi, korkusu ve çıkar düşüncesine
tercih etmek müslümanın prensibidir.
.
|